Bor canlı beslenmesinde muhakkak gerekli bir mikro besin elementidir. Dünya Sağlık Örgütü yetişkin sağlıklı bir insanın beslenme yoluyla 1-13 mg bor alabileceğini kararlaştırmıştır. Bor beyin fonksiyonları ve zihinsel performans için temel bir elementtir. Bor kalsiyum, D vitamini ve bazı vücut minerallerinin düzenlenmesinde rol almakta, Ca ve Mg’un azalmasını önleyerek kemik yapısını korumaktadır. Bor madeninin prostat kanserini önlediği yönünde olumlu sonuçlar bulunmuştur.
Bor için yapılan bir derlemede;
- mineral ve steroid hormon metabolizmasını düzenlediği,
- kemik gelişimine katkıda bulunduğu, antioksidan etki gösterdiği,
- immün sistemi güçlendirdiği,
- yara iyileşmesini hızlandırdığı,
- enerji metabolizmasını düzenlediği,
- kanser riskini azalttığı,
- zihinsel performansı arttırdığı,
- anemiyi düzelttiği ve kilo alımını azalttığı görülmektedir.
İn vitro, hayvan ve insan deneyleri, borun kemik büyümesini ve merkezi sinir sistemi işlevini faydalı bir şekilde etkileyen, hormon hareketini kolaylaştıran ve bazı kanser türleri için azalmış risk ile ilişkili olan besin miktarlarında biyoaktif bir element olduğunu göstermiştir.
Borun çeşitli etkileri, çok sayıda biyokimyasal süreçte yer alan maddelerin oluşumunu ve / veya aktivitesini etkilediğini göstermektedir. Bu etkilerden yola çıkılarak yapılan bir klinik araştırma da bor kullanımının akciğer kanserine etkisi gözlemlenmiştir. Akciğer kanseri olan 763 kadın hasta ve 853 kişiden oluşan sağlıklı kontrol grubu ile yapılan bir çalışmada bor alımı arttıkça akciğer kanseri görülme sıklığının azaldığı gösterilmiştir.
Borun artrit koşullar üzerine etkisini inceleyen bir çalışma, meyve ve sebzelerde doğal olarak oluşan bir bor kompleksi olan kalsiyum fruktoborat formunun günlük 6 mg eklenmesinin hafif, orta ve ağır osteoartriti hafiflettiğini göstermiştir.
